Ders çalışmayı bırakmayın ve evinizde kalın!

Ders çalışmayı bırakmayın ve evinizde kalın!

Kelimenin tam anlamıyla olağanüstü günlerden geçiyoruz. Adeta bir Hollywood filminin setindeyiz ve olan biteni anlamaya anlamlandırmaya çalışıyoruz. Gündelik yaşamımızın tamamıyla değiştiği, tüm rutinlerimizin alt üst olduğu bu dönemde yeni duruma hatta durumlara uyum sağlamak için çabalıyoruz.

Dünya böylesi bir sınavdan geçerken gençlerimizin kendi sınav süreçleri de önlerinde duruyor. Birkaç gün öncesine kadar sınav hazırlık süreçlerini planlamış, bir yol haritası çizmiş ve ona göre davranış gerçekleştiren gençlerimizin tüm ezberleri bir anda bozuldu. Şimdi okul yok, kurs yok… “Ne yapacağım ben” sorusu havada öylece asılı duruyor.

İlk olarak eğitim, insan için var mutlaka okulda gerçekleşmek zorunda değil. İkinci olarak tüm sınavlar bireyin kendini gerçekleştirmek için kullanacağı araçlardan başka bir şey değil. Bu zor günlerin bunu hatırlamak, öğrenmek, kavramak için bir fırsat olduğunu görerek işe başlayalım.

Gençlerimiz okuldan uzaktalar ama eğitimin tam merkezinde olma şansını kaybetmediler. Bu süreç asla bir kayıp olarak görülmemeli. Eğitim en genel tanımıyla bireyde istendik yönde davranış değişikliği yaratan bir olgudur. Geçen bir hafta içinde kendi yaşamlarıyla ilgili sorumluluk almayı öğrenen, davranışlarının sonuçlarıyla hesaplaşan, kendinden önce toplumun dezavantajlı kesimleri için endişe duyup onların sağlığı için evinde kalan, yediği her lokmanın, aldığı her nefesin ne kadar değerli olduğu bilincine ulaşan gençlerimiz, oldukça sıkı bir eğitim sürecinden geçtiler, geçmeye devam ediyorlar. Elbette böyle öğrenmelerini ve böyle öğrenmeyi hiç istemezdik.

Ya üniversite giriş, lise giriş sınavları ne olacak? Yapılan onca hazırlık boşa mı gidecek? Kesinlikle hayır! Yeter ki çalışmaktan vazgeçmeyin. Bu hafta kaotik bir haftaydı ancak artık yüzleştik. Dünya çapında bir salgınla mücadele ediyoruz. Bu salgınla mücadelenin en önemli silahlarından birisi de kendimizi izole etmek. Sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin en çok yapması gereken şey tam da bu değil mi?

23 Mart Pazartesi gününden itibaren online eğitim yoluyla her ev birer okula dönüşecek, eğitim kesintiye uğramadan devam edecek. Sınav hazırlığı yürüten gençlerimiz daha büyük bir azimle çalışmalarını sürdürmeliler. Kendilerini “şanssız nesil” olarak yaftalayıp “kurban” rolü oynamamalılar. Çünkü gelecek önlerinde ve o geleceği şimdi yapacakları seçimler ve alacakları kararlar belirleyecek.

Milli Eğitim Bakanlığı online eğitim sürecindeki edinimleri sınav müfredatı dışında tutacağını ilan etti. Bu durumda merkezi sınavlar için iki farklı süreç gelişebilir. Birinci yol eğitime ara vermeden önceki döneme kadar işlenen konularla sınırlı bir sınav oluşturmak. İkinci yol ise yüzyüze eğitime yeniden döndükten sonra eğitim süresine ekleme yapılarak kalan konuları tamamlayıp sınav müfredatında bir değişikliğe gitmeden sınavı uygulamak. Birincisinin daha olası olduğu görülüyor. Zira Bakanlık bu konuyla ilgili değerlendirmelerini yaparak en kısa zamanda adaylara sürecin nasıl ilerleyeceğini duyuracaktır.

Siz adaylar açısından şu anda yapılması gereken sınav müfredatı ve zamanı gibi doğrudan başarınıza katkı sağlamayacak bir konu üzerine yoğunlaşmak yerine yüzyüze eğitim süresince işlediğiniz konulardaki eksiklerinizi tamamlamak olmalı. Bu eksikleri görebilmek için konu taraması yapabilir, özellikle TYT konularındaki eksiklerinizi tamamlayabilirsiniz. Deneme çözerek durumunuzu net olarak görme şansını yakalayabilirsiniz. Ancak bu yolla doğru bir planlama yapabilirsiniz. Ders çalışmayı bırakmayın ve asla pes etmeyin. En önemlisi ise tüm bunları evinizde kalarak yapın. Eylülde sizleri sağlık ve güleryüzle üniversitelerin kapılarında bekliyor olacağız.